ÇATALAĞAÇ KÖYÜ DERNEĞİ MADEN YETKİLİLERİNE SESLENDİ
Çatalağaç Köyü Derneği, Çatalağaç Köyü Keldaş mevkiinde devam eden maden çalışmaları, son günlerde çıkan haberler ve dernek yönetimi hakkında ortaya atılan iddialar ile ilgili cevaplar verdiği bildiride şirket yönetimine seslenerek maden ile ilgili beklenti ve taleplerini belirtti.
Dernek yönetimi basın açıklamasında aşağıdaki hususlara yer verdi:
Alagöz Holding bünyesinde faaliyet gösteren Alagöz Madencilik yaklaşık son bir yıldır köyümüzün Keldaş Yaylası mevkiinde faaliyette bulunmaktadır. Firma yetkililerinin özensiz ve sorumsuzca davranması yüzünden köyümüzde her geçen gün ayrı bir problem yaşanmaktadır. Bin yıllık ata yurdumuzda geri dönüşü mümkün olmayan çevre felaketlerinin yaşanmaması adına gurbetteki ve köydeki hemşerilerimizin de katkıları ve destekleriyle Çatalağaç Köyü Derneği çatısı altında mücadele etmekteyiz.
Ancak bu mücadele sürecinde bizim haklı ve meşru mücadelemizin art niyetli ve ön yargılı bazı çevrelerce “Dernek köydeki madeni kapattırmak istiyor” şeklinde manipüle edildiğini görmekteyiz. Ayrıca yine bazı art niyetli kişilerce burada telaffuz etmeyi dahi kendimize zül sayacağımız bir takım iftiraların da dolaşıma sokulduğu kulağımıza gelmektedir. Bu nedenle ortadaki dezenformasyonu gidermek adına bu bilgilendirmeyi yapmak kaçınılmaz hale gelmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki, ne bizim ne de derneğimizin köyümüzdeki maden işletmesini kapattırmak gibi bir amacı bulunmaktadır. Ülkemizin yer altı zenginliklerinin ekonomiye kazandırılmasından, köyümüz ve bölgemizin de bundan olumlu anlamda faydalanmasından bizler de herkes gibi yalnızca mutluluk duyarız. Ancak bu, “Alagöz Madencilik köyümüzde maden çıkarsın da ne yaparsa yapsın, gerisi önemli değil” anlamına da gelmiyor. Biz firmadan faaliyetlerini gerçekleştirirken bölgemizin özellikli hususlarını da dikkate alarak gelişmiş ülke standartlarında faaliyet göstermesini talep ediyoruz.
Bununla birlikte, firmanın kendi maliyetlerini düşük tutmak için doğaya ve çevreye özen göstermeden yaptıklarının aslında bu maliyeti başta Çatalağaç köylüleri olmak üzere bölge insanına yüklemek anlamına geldiğinin farkındayız. Bu yüzden firmanın ülkemizde her gün bir yenisi yaşanan çevre felaketlerinin de gösterdiği üzere son derece yetersiz olduğu anlaşılan mevzuat düzenlemelerinin arkasına sığınarak kendisini aklamasının mümkün olmadığını firma yöneticilerinin de bilmesini istiyoruz. İlgili firma eğer bölgedeki madencilik faaliyetlerinden dolayı eleştirilmek istemiyorsa faaliyetlerini gelişmiş ülke standartlarında çevreye, doğaya topluma saygılı ve şeffaf şekilde yürütmek zorundadır. Hem ülkemiz, hem bölgemiz, hem de köyümüz bu özeni ve sağduyulu yaklaşımı hak ediyor.
Ancak maalesef ki firma yetkilileri şu ana kadar sanki bir 3. Dünya ülkesinde faaliyet gösteriyormuş gibi davranmışlar, köylülerimize, maden çalışanlarına ve bizlere karşı kibirli ve üstten bakan bir yaklaşımla kötü bir iletişim biçimi kurmuşlar, madende köylülerimizin düşük maaşlarla çalışmasını sanki bir lütufmuş gibi sunmuşlar ve kendilerince yaratılan sorunları da kabul etmeyip bu sorunları sümen altı etmeye çalışmışlardır. Firma yetkililerini şu ana kadar sürdürmüş oldukları bu oldukça kötü yönetim ve iletişim tarzını terk etmeye çağırıyoruz.
Ayrıca Ankara’da bulunan firma merkezindeki –bölgedeki değil– yetkililerden şunları da talep etmekteyiz:
Projenizin her önemli aşaması için çevre etki değerlendirme sürecini işletin. ÇED sürecinden kaçmak için yeni kuracağınız kırma-eleme tesisinin yıllık kapasitesini yanıltıcı beyanda bulunarak 400 bin tonun altında beyan ettiğinizin farkındayız. Bu konuda da zaten gerekli yasal müracaatta bulunduk. Ülkemizdeki ÇED süreçleri zaten maden firmaları lehine olmakla eleştirilirken, gördüğümüz kadarıyla siz lehinize olan mevcut düzenlemelerin dahi etrafından dolanmaya çalışıyorsunuz. Eğer yıllık 540 bin ton işlenmemiş maden cevheri içeren taş ve kaya parçalarının doğrudan satışı mümkünse ve ticari olarak kârlı ise neden hâlâ ayrıştırma tesisini köyümüzde kurmayı planlıyorsunuz? Bu maliyete hiç girmeden onları da doğrudan satmanız gerekmez miydi?
Akarsularımızda yarattığınız tahribatı ivedilikle ortadan kaldırın. Firmanızın bölgedeki faaliyetleri Derindere Deresi ve Harşıt Çayı’nın yoğun bir çamurla kaplanmasına neden olmuştur. Derindere Deresi daha önceki maden firmasının faaliyet döneminde de oldukça olumsuz etkilenmişti. Kendisini yeni yeni toparlarken firmanızın bölgedeki faaliyetlerinin yarattığı kirlilik deredeki balık popülasyonunu tamamıyla bitirmiştir. Bu nedenle firma olarak ivedilikle akarsularımızın tekrar duru bir şekilde akmasını sağlamak ve gerekli rehabilitasyon çalışmalarını yaparak canlı yaşamını eski düzeyine getirmek zorundasınız.
Bölgedeki madeninize yöre insanına saygılı ve iyi iletişim kurabilecek yöneticiler atayın. Buradaki yöneticilerin “yöre insanının hancı maden firmasının ise yolcu” olduğunu bilerek hareket etmesi gerekiyor. Tam tersi şekilde değil!
Yani kısaca aslında biz çok bir şey istemiyoruz. Sizden tek isteğimiz firmanızın 20.11.2021 tarihli twitter paylaşımınızda olduğu gibi “topluma ve doğaya saygılı, ekonomiye katkı, sürdürülebilir çevre politikaları ve sosyal sorumluluk bilinci” ile çalışması.
Bunun için Valilikçe geçtiğimiz günlerde ÇED Gerekli Değildir Kararı verilen projeniz için çevre
etki değerlendirme sürecini işletmenizi ve bölgedeki akarsularda sebep olduğunuz
kirliliği gidererek gerekli rehabilitasyon çalışmalarına başlamanızı önceliklive ivedi olarak talep
Bu taleplerimizin karşılanmasını firmanızın iyi niyetinin bir işareti olarak yorumlayacağız.
Şebinkarahisar ve İliç gibi kötü örnekler köyümüzde yaşanana benzer vurdumduymazlıkların
sonucunda gerçekleşti. Biz de aynı kaderi yaşamak istemiyoruz.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)