Giresun’da İYİ Parti’nin 3. Olağan İl Kongresi yapıldı. Kongrede konuşan İYİ Parti Giresun İl Başkanı Abdulkadir Eroğlu vatandaşlara seslendi. İl başkanlığına aday olmadığını belirten Eroğlu önümüzdeki genel seçimler için müjdeyi vererek milletvekili aday adayı olacağını söyledi.
Bugün Giresun’da 3. Olağan il kongresi yapıldı. Kongrede konuşma yapan Eroğlu, hem yerel ve ülke gündeme ilişkin geçmişten örnekler vererek Türkiye’nin gidişatını eleştirdi hem de milletvekilliği aday adaylığı için çalışmalara başlayacağının müjdesini verdi. Başkan Eroğlu konuşmasında il başkanlığı için aday olmadığını ifade ederek şunları söyledi:” İYİ PARTİ’nin kuruluşundan bu güne kadar; işinden, ailesinden, zamanından ve imkanlarından fedakarlık ederek, partimizin büyüyüp serpilmesi ve Türk Milletinin idaresinde söz sahibi olması için büyük gayretler gösteren çok değerli dava arkadaşlarım, Kıymetli hazirun, Giresun il teşkilatımızın 3. Olağan kongresine hoş geldiniz şeref verdiniz.
“GİRESUN EN HIZLI BÜYÜYEN 4. İL”
Partimizin kurulduğu günden bugüne kadar siz değerli dava arkadaşlarımla uzun, çileli fakat bir o kadar da onur ve şeref duyduğum bir yolu beraber katetmenin mutluluğunu yaşadım. Beraber üzüldük beraber sevindik, bize yönlendirilen ağır eleştiri ve ithamlara beraber göğüs gerdik, varlığı ve yokluğu beraber hissettik, iktidarın baskılarına rağmen birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ve dava arkadaşlığımızı korumasını bildik. İktidarın gücü karşısında geri çekilmemizi, durmamızı isteyenlere, başaramazsınız diyenlere emeğimizi ve gayretimizi ortaya koyarak hep beraber cevap verdik. Belki üzüldük, yorulduk. Fakat bir an bile yeis’e düşmeden kararlılıkla yolumuza devam ettik. Bize şans tanımayanlara partimizi büyüterek en anlamlı cevabı verdik, İYİ PARTİ’yi %26,5 la ilimizin ikinci büyük partisi durumuna getirdik. Giresun, Türkiye çapında İYİ PARTİ’nin en hızlı büyüdüğü 4. İl oldu.
“BU BAŞARI DAVA ARKADAŞLARIMIZIN ESERİ”
Genel Başkanımızın ve genel merkez yöneticilerimizin ortaya koyduğu insan üstü performansı bizler de ilimizde sürdürerek partimizi iktidarın en güçlü alternatifi yaptık.Bu başarı siz değerli dava arkadaşlarımın eseridir. Beraber yola çıktığımız arkadaşlarımızdan sağlık sorunları sebebiyle çekilmek zorunda kalanlar ve ahrete irtihal edenler oldu, vefat eden dava arkadaşlarıma cenabı Haktan rahmet, hasta olanlara sıhhat diliyorum. Şu an Hastanede olan Ali başkanım için acil şifalar temenni ediyorum. Merkez ilçe Başkanlığım ve İl başkanlığım döneminde sizlerle beraber kol kola mücadele vermekten büyük bir onur ve şeref duydum. Sağ olun var olun…İlçe teşkilatlarımızın kongrelerini büyük bir heyecan ve coşku ile tamamladık. Görev alan arkadaşlarımın her birini ayrı ayrı tebrik ediyor başarılar diliyorum.
“BİZLER BİRLEŞTİRİCİ ANLAYIŞLA SİYASET YAPIYORUZ”
Değerli dava arkadaşlarım, İYİ PARTİ’nin kuruluş tarihi olan 25 Ekim 2017, Türk siyasi hayatında yeni bir milattır. Bu tarih, 20 yıldır iktidarı elinde bulunduran AK-PARTİ’nin alternatifsizlik iddiasının son bulduğu tarihtir. Bu tarih, Atatürk milletini AK PARTİ ve diğerleri şeklinde kamplaştırıp ayrıştıran bölücü siyasetin yerine, Türk milletini bir bütün kabul eden, ayrıştırmanın yerine birliği esas alan, çatışmanın yerine uzlaşmayı teşvik eden, yeni ve birleştirici siyaset anlayışına kapı aralanan tarihtir.
“BİZLER AKŞENER’İN ÖNDERLİĞİNDE HİZMET ETMEK İÇİN BURADAYIZ”
Bu tarih, siyasetin kirli dilinin yerine, inanç ve tarih değerlerimize uygun yeni bir dil ve üslubun benimsendiği,yıkıcı değil yapıcı siyasetin başlatıldığı tarihtir. Bu tarih, milletin kendisi gibi düşünen, kendisi gibi inanan, kendisi gibi yaşayan, sözde değil özde Türk milliyetçilerinin siyaset sahnesinde güçlü bir şekilde ben de varım dediği tarihtir. Bu tarih, yalan dolan ve iftira siyasetinin, milletin ferasetine ve Anadolu irfanına çarpıp tarihin karanlık dehlizlerine süpürülüp atıldığı tarihtir. Bu tarih, Nene Hatunların mirasçısı bir Anadolu kadınının, Sayın Meral Akşener’in kendisine inanmış bir avuç Türkiye sevdalısıyla yola revan olduğu tarihtir. Bu tarih, yeni bir yolun, yeni bir başlangıcın mümkün olduğuna, her karanlığın ardında kutlu bir aydınlığın saklı olduğuna olan inancın yeniden pekiştiği tarihtir. Bu tarih, inşallah Türk milletinin güçlü geleceğinin; adanmış, imanlı kadrolarla yeniden inşa edileceği günlerin başlangıcı olan tarihtir. Ve bu tarih; Siz değerli dava arkadaşlarımla Genel Başkanımız ve arkadaşlarının açtığı bayrağın altında; kardeş olmak, sevdalısı olduğumuz ve mensubu olmaktan şeref duyduğumuz Türk milletine hizmet etmek için bir araya geldiğimiz tarihtir.
“TÜRK DÜŞERSE KALE DÜŞER”
Değerli dava arkadaşlarım bizler, Türk milletinin değerlerine, inanç ve tarih köklerine bağlı, kendisi için değil Türk Milletinin güçlü geleceği için siyaset yapan kadrolarız. Bize, şahsi beklentilerimiz değil, gönlümüz, yüreğimiz, imanımız, ahlakımız ve davaya olan sadakatimiz istikamet verir. Bizi farklı kılan, siyasetimizi ahlaklı ve erdemli kılan aldığımız bu istikamettir. Hayallerimizi, umutlarımızı, beklentilerimizi, gelecek tasavvurlarımızı, hatta dualarımızı dahi Türk milleti için kurar, Türk milleti için yaparız. Çünkü biliriz ki Türk Milleti; coğrafyamızın, mazlumların ve imdat bekleyen gariplerin son umudu, insanlık değerlerinin son ve en muhkem kalesidir. Biliriz ki; Bu kale düşerse Türklük düşer, bu kale düşerse insanlık düşer, bu kale düşerse mazlumlar düşer.
“YANLIŞ YAPIYORSUNUZ DEDİK DİNLEMEDİLER SONRA AF DİLEDİLER”
Değerli dava arkadaşlarım; Bu topraklarda var olmak, güç ister, kararlılık ister, birlik ister, liyakat ister, bilgi ister, hepsinden önemlisi Türk milletine karşı devasa bir sevgi ister, kardeşlik ister. Bu milleti canından aziz bilen bizler siyasetimizi bu şuur üzerine inşa ettik. 20 yılı aşkın süredir Milletimizin idaresinde bulunan iktidar bilerek veya bilmeyerek bu şuuru törpüledi, birlik ruhunu yaraladı, değerlerimizi örseledi, bizi biz yapan, güçlü kılan ne varsa tartışmaya açtı. Siyasi gücünü korumak ve iktidarda kalmak için her türlü kirli yöntemi fütursuzca hayata geçirmekte bir beis görmedi. Elinde bulundurduğu devasa propaganda malzemeleri ile yanlışlarına rağmen, iktidarda kalmaya muvaffak oldu. Onlarca televizyon, gazete ve yüzlerce sözde aydın, devletin imkânlarını da kullanarak iktidarın yanlışlarını algı yönetimi ile örttü, gizledi. Türk siyasi hayatına utanç sahneleri olarak geçecek mahiyette onlarca yanlış politika bu yolla Türk milletinin idrakinden kaçırıldı. Uyarılarımıza rağmen, inatla uyguladığı yanlış politikaların siyasi sonuçlarından, ‘’yanlış yaptım Allah beni affetsin’’ diyerek sıyrılmayı başardı.
“UNUTMAK KABULLENMEKTİR”
Değerli dava arkadaşlarım miilletimize acı faturalar ödeten iktidarın uygulamalarını son nefesimize kadar hatırlatmaya devam edeceğiz. Biz, kendimize yapılan her haksızlığı milletimizin hatırına unutur, kan kusar kızılcık şerbeti içtik deriz. Fakat milletimize yapılan haksızlıkların hiç birini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Çünkü unutmak kabullenmektir, çünkü unutmak milletin geleceğini tehlikeye atmaktır. Çünkü Unutmak aynı şeyleri yeniden yaşamanın yolunu açmaktır.
“ŞEHİRLERİ SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİLER”
Hatırlayın, Türk devletinin on binlerce insanımızın hayatına mal olan PKK ile beraber yürüttüğü AÇILIM politikalarını hatırlayın. PKK lı teröristlerin Mehmetçiğin korumasında otobüslerle Habur sınır kapısından zılgıtlarla sınırlarımızdan içeri girişini, Türkiye Cumhuriyeti savcılarının teröristlerin ayağına götürüldüğü o çadır mahkemelerini, şehirlerimizin göbeğine kazılan bomba çukurlarını, özerklik naraları atan teröristleri, Diyarbakır meydanında, dönemin Başbakanının gözleri önünde terör örgütü lehinde atılan sloganları, açılan terör paçavralarını hatırlayın. Akıl adamlar ismiyle devlet kontrolünde terör aklayıcılığı yapan o adamları hatırlayın.BDünya tarihinin gördüğü en kanlı terör örgütüne güvenerek barışı sağlayabileceğine inanan iktidarın basiretsizliği, beceriksizliği ve şuursuzluğu şehirlerimizi savaş alanına çevirmişti.
“HAKLI ÇIKTIK ŞEHİT VERDİK İMTİHANDAN DA KAÇMADIK”
Yapma, etme… Terör örgütü ile müzakere olmaz mücadele olur sözlerimiz havada kalmış, iktidar tarafından hiç dikkate alınmamıştı. Hatta barışı istememekle suçlamış, kandan beslenenler olarak isimlendirilmiştik. Uyarılarımız sebebi ile hain ilan edilmiştik.Gün oldu… haklı çıktık. Şehirlerimizde bombalar patlamaya başladı. İktidarın tavizleri ile şımaran terör örgütü ülkemizin Doğusunda özerklik ilan etti.İktidarın yanlış politikalarının bedelini bu milletin evlatları kanları ile ödedi. 800 özel harekatçı, asker polis evladımız terör örgütünü kazdığı çukurlara gömmek için şehit düştü. Biliriz, toprağı vatan yapan kandır. Bu topraklarda var olmak için bin yıldır düşmanlarımızla boğuşa boğuşa, yiğitlerimizi toprağa vere vere bu günlere geldik. Bu cumhuriyet Anadolu insanının kanları canları üzerine inşa edildi. Bu milletin ölümle imtihandan kaçmadığını en iyi bilenlerdeniz.
“ONCA ŞEY YAPTI SONRA ALLAH BENİ AFFETSİN DEDİ”
Fakat basiretsiz yöneticilerin hataları fidan gibi evlatlarımızın kanları ile telafi edilebiliyorsa bunun bir sonucu olmalıydı. Hatayı yapanlar en azından utanmalı, yaptıklarının bedelini hukuk önünde veya mahşeri vicdanın huzurunda ödemeliydi. Ödedi mi? Hayır. Bu durum herhangi bir başka ülkede olsaydı iktidarı elinde bulunduranlar utancından tasını tarağını toplar iktidardan çekilirdi. Fakat bizde öyle olmadı, Başbakan ‘’yanlış yaptım özür dilerim, hakkınızı helal edin’’ diyerek hiçbir şey olmamış gibi görevine devam etti. Benzer bir durumu FETÖ hain darbe girişiminde yaşadık. Hatırlayınız, yıllarca, bunlar devletin içine sızıyorlar, emniyette, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ve devletin kritik noktalarında örgütleniyorlar, bunlar dini bir cemaat değil, soruları çalarak Anadolu’nun mazlum evlatlarının hakkını gasp ediyorlar, bunlar yerli değil, dışarıdan emir alıyorlar, diyerek binlerce defa uyarmıştık. Hükümet, uyarılarımızın hiçbirini dikkate almadığı gibi; bizi Müslümanlara iftira atmakla suçlamıştı. O dönemlerde, iktidarın bakanları bu örgütün programlarında boy göstererek prim yapıyor, Onların gazete ve televizyonlarında kendi propagandalarını yapıyordu. FETÖ iktidarın desteğiyle devlet imkanlarından en fütursuz şekilde faydalanıp gücüne güç katıyordu. Sayın Erdoğan; ‘’Ne istediniz de vermedik’’ diyerek örgüte verdiği desteği açık açık ifade etmişti. Gün oldu yine haklı çıktık. 15 Temmuz hain kalkışmasının yapıldığı o kara günde Sayın Genel başkanımız Meral Akşener hanım efendinin dediği gibi; ‘’Millet devleti sokaktan topladı.’’ O gece 251 vatandaşımız şehit, 2196 vatandaşımız gazi oldu. Yine millet, iktidarın yanlışını kanları ile düzeltti. Ve yine Sayın Erdoğan çıktı; ‘’yanlış yaptım Allah beni affetsin’’ diyerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti.
“EMEKLİMİZİ, İŞÇİMİZİ, ÖĞRENCİMİZİ UNUTTUK”
Değerli dava arkadaşlarım, Türk Milletinin yetiştirdiği büyük devlet adamı Nizamül-mülk Siyaset Name adlı eserinde şöyle diyor: ‘’Bir devlet adamı işlerini istişare ile yürüterek hata yapmaktan uzak kalabilir. Eğer istişare yapmıyor ve sürekli hata yaparak halkın güvenliğini tehlikeye atıyorsa o kişinin devlet başkanlığı yapması caiz değildir.’’ Bu anlayış çerçevesinde sürekli hayati hatalar yaparak Türk milletinin geleceğini tehlikeye atan bu iktidarın görevine devam etmesi doğru değildir. Bunların 20 yıllık hatalarla dolu iktidarlarını sonlandırmak ve yerine liyakatli İYİ PARTİ kadrolarını getirmek bizim görevimizdir. Bu görevin ifası bizim milletimize olan borcumuzun gereğidir. Değerli dava arkadaşlarım, Bir İktidar düşünün ki, insanını unutmuş, işçisini unutmuş, emeklisini unutmuş, esnafını unutmuş, dar gelirlisini unutmuş, çiftçisini, üreticisini unutmuş, devletin bütün imkanlarını 5 li çeteye aktarmakla meşgul ve bu beşli çetenin zenginliğini milletin zenginliği sayıyor.
“İYİ’LERİN İKTİDARI GELİYOR”
Bir iktidar düşünün ki, zengini daha zengin fakiri daha fakir yapmış, kendisine yetki verip devleti yönetmekle görevlendiren Anadolu’nun mazlum halkını unutmuş, ihmal etmiş, onlar milleti unuta dursun, şimdi hesap zamanı geliyor, unuttukları milletin onları unutup sandığa gömeceği o gün geliyor. Türk Milliyetçilerinin, İYİ lerin iktidarı geliyor, Meral Akşener geliyor, İYİ PARTİ geliyor.
“ÇALIŞMAK VE BAŞARMAK ZORUNDAYIZ”
Değerli dava arkadaşlarım, milletimizin içerisine düşürüldüğü yokluk ve yoksulluğun sonlandırılması, iktidarın yandaşlarına peşkeş çektiği devlet imkanlarının millete yönlendirilmesi, gelir dağılımındaki devasa adaletsizliğin bitirilmesi, tahrip edilen devlet yapısının düzeltilip, kurumların işlevsel hale getirilmesi için, bu iktidarın ilk seçimde gönderilmesi önümüzde tarihi bir sorumluluk olarak duruyor. Parti devleti haline getirilmiş Türkiye Cumhuriyeti Devletini yeniden 85 milyonun devleti haline getirmek istiyorsak, yeniden tarihimize yakışır onurlu ve kurumsal bir devlet yapısı tesis etmek istiyorsak, bir kişinin istek ve hezeyanları ile yönetilen bir devletten İstişare ve liyakatle yönetilen bir devlete dönmek istiyorsak, bu seçimlerden başarı ile çıkmak zorundayız. İYİ PARTİ nin liyakatli ve vatansever kadrolarını devlet yönetiminde görmek istiyorsak çalışmak ve başarmak zorundayız.
“BİZDE OLUP ONLARDA OLMAYA ŞEY SİZSİNİZ SİZ”
Biliyorum, rakip her türlü imkana sahip, devletin gücünü arkasına almış, iktidarı boyunca besleyip koruduğu zenginler bütün imkanları ile iktidarın arkasında, onlarca televizyon, onlarca gazete, kendilerinin kurup baktığı binlerce STK, yüzlerce sahte, yandaş köşe yazarı iktidarın arkasında saf tutmuş. Biliyorum, biz bu imkanların binde birine bile sahip değiliz. ‘’Fakat bizde olup onlarda olmayan şey’’ nedir biliyor musunuz? ‘’SİZ DEĞERLİ DAVA ARKADAŞLARIM SİZ’’ Varsın onlar maddi imkanları ile övüne dursunlar, Bize siz yetersiniz. Bize Türk milletinin feraseti, Anadolu İrfanı yeter. Bize inancımız, gayretimiz, Türk Milletine olan sevgimiz yeter. Allah var gam yok. Türk milletinin desteği var korku yok. Biz 2017 yılında bir sefere çıktık. Çıkarken de; ‘sefer bizden zafer Allah’tandır’’ dedik. Seferiniz kutlu olsun değerli dava arkadaşlarım. Söylenecek söz çok, zaman az… Sabrınızı zorlamak, bilinenleri tekrar etmek istemiyorum. Zira Arife tarif gereksizdir. Sizler ülkemizin içinde bulunduğu şartları tahlil edip yola çıktınız. Çünkü siz bu necip milletin ÖZÜ, ÖZETİSİNİZ. Her biriniz, Vatan sevgisiyle dolusunuz. Bu milletin derdi ile dertlenmiş insanlarsınız. Ardınıza bakmadan, iktidarın gücünden korkmadan yola revan oldunuz, İYİ PARTİ saflarında emek verdiniz, yorulmadınız korkmadınız, bir an dahi tereddüt etmediniz, çünkü sizler İYİLER DEN OLMAYI, Cesurlardan olmayı tercih ettiniz. Ben de sizin içinizden çıkmış, sizin hassasiyetlerinizin aynısını taşıyan, sizin gibi inanan ve sizin gibi yaşayan bir kardeşiniz olarak çıktığınız bu seferde yanınızda sizinle kol kola, gönül gönüle olma bahtiyarlığını yaşadım.
“SİZİNLE YOL YÜRÜMEK HİZMET ETMEK MUHTEŞEMDİ”
Karadeniz’in incisi güzel Giresun’umuzda partimizin kuruluşundan bu güne kadar, Merkez ilçe başkanlığı ve İl başkanlığı görevlerini altı yıldır kesintisiz bir şekilde yürüttüm. Zor, çileli ve meşakkatli zamanlarımız oldu. Üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi kardeşçe paylaştık. Birlikteyken sevinçlerimiz çoğaldı, Üzüntülerimiz azaldı. Birlikteliğimiz menfaat üzerine değil vatan sevgisi, millet sevgisi üzerine gerçekleşti. Altı uzun senenin her bir anı için hepinize büyük bir minnet ve şükran duyduğumu bilmenizi isterim. Sizinle yol yürümek muhteşem bir mutluluk ve büyük bir bahtiyarlıktı. Hepinize sonsuz şükranlarımı arz etmek isterim. Sağ olun var olun. Her makam geçici, her heves biticidir. Bitmeyen vatan sevgisi, kardeşlik ve yol arkadaşlığıdır.
İL BAŞKANLIĞI İÇİN ADAY DEĞİLİM VEKİLLİK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Değerli dava arkadaşlarım, Genel Merkezimizin ‘’Milletvekili adayı olan il Başkanlarımızın yeniden il başkanlığına aday olmaması’’ kararı gereği olarak İl Başkanlığına aday olmadım. Allah nasip eder ve Genel Başkanımız tensip buyurursa Önümüzdeki seçimlerde Milletvekilliği için adayım. O sebeple yeniden İl başkanlığına aday olmadım. Aday olurum veya olamam hiç fark etmez. Çıktığım bu yolda sizinle beraber gücümün yettiğince birlikte olmaya devam edeceğimi bilmenizi isterim. Hangi arkadaşım il başkanı olursa olsun bir nefer gibi yanında olacağım, partimizin başarılı olması için nefesimin yettiğince koşmaya devam edeceğim. İnandığım bu kutlu yolda, siz dava arkadaşlarım ve dostlarımla dün olduğu gibi yarın da gönül ve eylem birliğine devam edeceğim.Allah yar ve yardımcımız olsun, Allah Milletimizi ve devletimizi güçlü kılsın. Konuşmam içerisinde söylediğim her güzel söz davaya aittir, yanlış veya kastı aşan bir cümle varsa oda şahsıma aittir. Hepinizi en kalbi muhabbetlerimle selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.”dedi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)