Röportaj

Yapay Zeka Her Yerde: Gazetecilikte Sufle Yönetimi

Yapay Zeka Her Yerde: Gazetecilikte Sufle Yönetimi

Yapay Zeka Her Yerde: Gazetecilikte Sufle Yönetimi

Tahsin KEMER – Gurbetelli YALÇIN / ANKARA – BHA

Gazi Üniversitesi Bilişim Enstitüsü’nde yapay zeka üzerine yüksek lisan yapan ve blokzincir üzerine doktorasını sürdüren aynı zamanda da Web3 derneğinin kurucusu olan Elektrik Elektronik Mühendisi Buğra Ayan Web3 ile ilgili blokzincir, metaverse, NFT ve yapay zeka gibi konular üzerine araştırmalar yapıyor.

Buğra Ayan, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde vereceği Sufle Yönetimi dersini, Web3 teknolojisi, yeni medya, blokzincir ve yapay zekanın medyaya etkisini Birlik Haber Ajansı’na (BHA) verdiği özel röportaj ile anlattı.

“Sufle Yönetimi Dersi Aslında Yapay Zeka Okur Yazarlığını Öğrencilere Kazandıracak”

Sufle yönetimi dersi ile öğrencilere yapa zeka araçlarını kullandırmayı amaçladıkların belirten Buğra Ayan, “Sufle yönetimi dersi aslında yapay zeka okur yazarlığını öğrencilere kazandıracak bir derstir. Yapay zeka araçlarına kullanmayı araçlarla sufleler oluşturmayı içerikler oluşturmayı öğretiyoruz. Bunları profesyonel olarak yapmalarını ve hem İstihdam noktasında onların istihdam edilmesini hem de iş süreçlerini daha kaliteli hale getirmelerini sağlıyoruz” dedi.

“Yapay Zekanın Kullanılmadığı Sektör Yok”

Yapay zekayı üç evrede tanımladıklarını ifade eden Ayan, “Yapay zekayı, internetin üçüncü evresinin Web3’ü kişiselleştirilmiş internet olarak tanımlıyoruz. İlk evrede içerikleri çok az bir kullanıcı üretiyor. İkinci evrede yoğun olarak kullanıcılar üretiyor. Üçüncü evrede ise içeriğin ana üreticisi yapay zeka konumuna geçiyor. Bu içeriği üretirken de yapay zeka kullanıcılardan aldığı verileri anlamlandırarak bunlara özel içerikler üretiyor. Kişiselleştirmeyi biz birçok alanda kullanıyoruz. Örneğin bir öğrencinin bir konuyu öğrenirken onun direncini kırmadan yapay zeka kullanıyoruz. Onlardan aldığımız bilgilerle ona özel içerik üretiyoruz veya dijital pazarlama noktasında kullanıyoruz. Yapay zekanın kullanılmadığı sektör yok gibi diyebiliriz” diye konuştu.

“Chat GPT’nin Ürettiği İçerikleri İndekslemeye Biliyor”

Yapay zeka tabanlı analitik araçlar haberlerin performansı nasıl arttırıyor sorusu üzerine Buğran Ayan şunları söyledi:

“Bu tartışılan bir konu, şimdi Google yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin indekslenmesi noktasında bazen sansür uygulayabiliyor. Chat GPT’nin ürettiği içerikleri indekslemeye biliyor. Buradaki tartışma şu; yapay zekanın ürettiği aslında özel bir içerik mi yoksa insan emeği ile üretilen içerikler mi? İkisinin de avantajları ve dezavantajları var. Yapay zekanın ürettiği içerikler doğrudan bir hedef kitle olayını da aşıp direkt hedef bireye yönelik içerik üretebiliyoruz. Ama diğer taraftan da yapay zeka bunu üretirken insansı bazı dokunuşları da metinde kırıyor. Bu anlamda bazı metinler insanların ve yapay zekanın ürettiği metinlerden farklı bir yere sahip. Bunların analizi noktasında da şu anda emekleme aşamasındayız. Halihazırda internette yapay zeka tarafından üretilen kitap, haber vs. düşük bir oranda çünkü güçlü bir şekilde analizini yapmamız için daha fazla kullanım senaryolarının gelişmesi lazım. Ama burada eğer Google bunları indekslenmezse alternatif Bing gibi arama motorları indeksleyebilir. Burada da arama motorları ve analiz araçları için yepyeni bir mücadele alanı olacak.”

“Her Teknolojinin Çocuğu Karamsarlıktı, Her Karamsarlığın Çocuğu Yeni Bir Teknolojidir”

Buğra Ayan, yeni medya ile haberciliğin değiştiğini vurgulayarak, “Biz 2006-2007’den itibaren yeni medya dönemine geçtiğimizde haberciliğin değiştiğini gördük. İlk başta şöyle düşünülüyordu; eğer biz gazeteye bastığımız şeyi internete koyarsak bunun yeni medya olduğunu düşündük daha sonra ise tam tersi oldu, gazeteye koyamadığını internete koyduğunda bunun yeni medya olduğunu ve yeni bir içerik türünün ortaya çıktığını gördük. Bu içerik türünün etrafında da hem internet haberciliği gelişti hem de birçok yeni uzmanlık alanı ortaya çıktı. Yani gelişen teknolojiler aslında hem istihdam noktasında daha zengin yeni alanlar ortaya çıkarıyor. Ama burada şu gerekiyor; meslek mensuplarının bu teknolojileri dinamik olarak takip edip, gelişecek fırsat ve senaryoları değerlendirmeleri ve buna yönelikte kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Bu durumda dalganın üstünde kalabiliyorlar aksi taktirde tıpkı yeni medya geldiğinde internetle ilgilenmeyen, sosyal medya araçlarını kullanmayan meslek mensubu nasıl zorluk çekiyorsa yapay zeka okuryazarı olmayan mensup da benzer zorlukları çekebilir. Gelişen her teknoloji için bizim kullandığımız bir söz var. Her teknolojinin çocuğu karamsarlıktır, her karamsarlığın çocuğu yeni bir teknolojidir. Burada da bir gelişen teknoloji başta bir karamsarlık oluştursa da bunu biz bir kere daha gördük hem internetin hem sosyal medyanın kırılımında daha sonrasında artık buna uygun yeni içerik türleri ve istihdam alanları ve yeni bir kültür ortaya çıkıyor. Bu kültürü de mesleğini en iyi yapan kişiler daha rahat yapıyor. Çünkü oradaki bilgi birikimlerini getirip bu alana aktarıyorlar” ifadelerini kullandı.

“İnsanoğlu Onu Daha İyi Kullanıyorsa O Zaman Alet Edevata Hakim Oluyor”

Yapay zekanın gelişimiyle birlikte insanlardan daha üstün olabileceği ve insanlara ihtiyaç duyulmayacağı düşüncesine karşı Ayan, “Her gelişen şeye alet, edevat olarak bakıyoruz. Bir alet, edevat geliştiğinde insanoğlu onu daha iyi kullanıyorsa o zaman alet, edevata hakim oluyor, kullanamazsa alet edevat ona hakim oluyor. Buna o bağlamda bakıyoruz. Çok anlık bir değişiklik değil. Süreç içeresinde her şey yavaş yavaş dönüşüyor. Bunun biraz daha hızlandığına tanıklık ediyoruz, o yüzden dersi koyduk üniversitede, ben öyle bakıyorum. Bizim derneğin misyonu da bütün gelişen teknolojileri alet, edevat olarak görüp bu alet, edevatı en iyi şekilde kullanma becerilerini kazandırmak ve bu şekilde o alet, edevata hükmetmek” yanıtını verdi.

“Son 200 Yıldır Gelişen Her Teknolojiye Karşı Bir Ön Yargı Oluştu”

Yapay zekaya karşı bir ön yargı olup olmadığı ile ilgili Ayan, “Son 200 yıldır gelişen her teknolojiye karşı bir ön yargı oluştu. Aynaya karşı da oluştu. Amerika’da 1800’lerde aynaların yasaklanmasını isteyen köşe yazarları da oldu. Çünkü kibri ön plana çıkardığı için aynalar yasaklansın. Walkman’ler, scooter’lar, bisikletler yasaklansın her şey yasaklansın diye. Gelişen her teknolojiye bir direnç olur. Ama o dirençteki kaygıları da ele alarak zamanla teknolojide suyun yolunu bulduğu gibi toplumun kullanım alanına sunulur. Burada da öyle olacağını düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL